GLOBALİZM VE DİN
Globalizm kavram olarak
“global” (küresel) sözcüğünün kökeni, 400 yıl öncesine gitse de “globalizm” oldukça yenidir.
İlk olarak 1960’larda ortaya çıkan globalleşme kavramı 1980’lerde ise sıkça
kullanılmaya başlanmıştır. 1990’lara gelindiğinde de bilim adamlarının önemini
kabul ettiği anahtar bir sözcük haline gelmiştir. Ve bu konu üzerinde
dünyada çeşitli
şekillerde
(konferanslar, tartışmalar ve Protestolar) yapılarak
çalışmalar sürdürülmektedir.
Mesela 2002 yılında globalizmi tartışan yaklaşık 1000 gazete, yazı ve kitap
yayınlanmıştır. Küreselleşme; ekonomik,
sosyal, teknolojik, kültürel, politik ve ekolojik denge açılardan küresel
bütünleşmenin, entegrasyon ve
dayanışmanın artması anlamına gelmektedir.
Din de, Allah tarafından konulan bir
kanundur. İnsanlara yaratılış gayesini ve varoluş hikmetini bildirir. Din
inancı insanla beraber doğmuştur. Çünkü insanlık tarihinin hiçbir döneminde din
duygusundan mahrum bir millete rastlanmamaktadır. Nerede insan varsa orada bir
nevi iman, ibadet ve din duygusu görülmüştür.
Bundan anlaşılıyor ki, din insanın
yaratılışından getirdiği fıtri ve zaruri ihtiyacıdır. İnsanoğlu var oldukça din
de var olacaktır. Filozof Auguste Sabatier bu konuda der ki; “diyanet, gayet kuvvetli bir ağaç
gibi insaniyetin geçirdiği inkılapların hepsinde hayatını muhafaza etmiş ve
edecektir. Zaman
geçmekle, onun kaynağı geçmek şöyle dursun, bilakis gittikçe o menbağın derinleştiğini, genişlediğini görmekteyiz.
Binaenaleyh, insan hayatı diyanetle başlamış olduğu gibi, diyanetle
kuvvet bulacak, diyanetle nihayetleşecektir. “Ben niçin dinliyim” sualini nefsime sorar sormaz, şu cevabı
alıyorum; “Dindarım çünkü başka türlü olmaya muktedir değilim.” Küreselleşme sürecinin en belirgin özelliği de hızla artan
“değişim” ve “dönüşüm” ihtiyacıdır. Doğu toplumlarının bu hızlı gelişim
karşısında kimlik bunalımına girmeleri normaldir.
Bunu aşmanın yolu da kültürün oluşumunda temel unsur olan ve
düşünceyi de yaşamayı da etkileyen “din” olgusuna önem vermektir.
Küreselleşmenin neticesi olan değişim sürecine, yabancı sermayeye ve
teknolojiye karşı çıkmak çare değildir. Bunun yerine dinin temeli olan imandan ve imandan kaynaklanan
ibadet ve ahlaka değer vermekle yeniliği ve değişimi de lehimize çevirmekle
kimlik bunalımını da aşmış oluruz.
Küreselleşme, din
anlayışının sağlıklı bir şekilde gelişmesine
olumlu katkılar sağlayabileceği gibi,
değişmesine ve yeniden şekillenmesine
de yol açabilir; mesela geleneksel din
anlayışı yerine farklı bir anlayışı ön plana
çıkartılabilir. Küreselleşmenin, din
anlayışının sağlıklı
bir şekilde gelişmesine
olumlu katkılar sağlaması, teknolojik
imkanlar vasıtasıyla olur. Özellikle bilgisayar teknolojisindeki imkanlar, bazı dini
kavram ve değerlerin daha iyi anlaşılması
yolunda olumlu katkılar sağlayabilir.
Küreselleşmenin olgusal
boyutu olarak görünen teknolojinin
kendisi, değerden bağımsız
düşünülememektedir. Bu durumda küreselleşme, en olumlu
bir yorumla, yeni değerler üretebilen ve
fiilen de üretmekte olan olgusal bir durum
olarak görünür.
Olumsuz bir bakış
açısıyla da küreselleşme; bizatihi
değer koyan, değerlendirme yapan,
yani kendine özgü değerleri olan bir
süreç durumundadır. Din nokta-i nazarından değerlendirdiğimiz
zaman ise küreselleşme; insanlığa, değerlerini, inanç ve·
ritüellerini kendisinin belirlediği adeta yeni bir din
sunmaktadır.
Bunu, ya mevcut
dinlerin bir takım temel ilkelerini değiştirerek
veya onları yeniden yorumlayarak yahut
tamamen yeni ilkeler koyarak yapmaktadır.
Küreselleşme, takdim ettiği bu dinin
esaslarını tebliğ eden Peygamber olarak da
medyayı kullanmaktadır.
Kısaca din yeniliğe karşı çıkmaz. Ancak insanın dünyaya ve
yeniliklere bakışını değiştirir. Din sermayeye de karşı değildir. Ancak
sermayenin helal yoldan kazanılması ve helal yolda harcanması hususuna önem
verir. “Dünyayı ahiretin tarlası” olarak görür.
Hesap verme ve sorumluluk yükleme hususuna dikkat çeker. Yardımlaşmayı esas alır. “komşusu açken
tok uyumamayı” öğütler. Ahlak ve erdemi topluma dikte eder. Bu yönüyle dini
yönden küreselleşmeden korkmamamız gerekir.
İSMAİL AKYOL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder